UNITED, enerji alanındaki elektrik ve gaz dağıtım perakende projelerinde edindiği tecrübeler ile aşağıda detayları bulunan tüm uygulamalarda danışmanlık hizmeti vermektedir.
Bu danışmanlık hizmeti;
Olarak detaylandırılabilecektir.
Çalışmanın kapsamında; 2004 yılında yayınlanan Elektrik Enerjisi Sektörü Reformu ve Strateji Belgesi’nde elektrik enerjisi sektöründe yapılan reformların ve özelleştirmelerin amaçladığı faydalar incelenerek özelleşeme sürecine neden olan faktörler ve özelleşmeyle amaçlanan faydalar anlaştırılmıştır (YPK, 2004). Kamu tarafından işletilen elektrik dağıtım şirketlerinde, özelleştirme amaçlarında görülen maddelerde bulunan konularda yeterince ilerleme olmadığı için özel sektöre işletme hakkı devri ile birlikte birçok alanda iyileşme olması beklenmektedir.
Elektrik dağıtım ve perakende şirketlerinin; günümüz teknoloji imkanlarından çok daha önce faaliyetlerine başladığı düşünüldüğünde, ister müşteri ilişkili süreçlerin yönetiminde olsun isterse elektrik şebekesinin yönetiminde ilk zamanlarda faaliyetler kâğıt üstünde veya analog yöntemler ile yapılmaktaydı. Gün geçtikçe kâğıt üzerinde yapılan işlemler makinalara ve bilgisayarlara, analog kullanılan ekipmanlar ise dijital ekipmanlara dönüşmeye başladı. Birçok konuda yerli çözümler de oluştuğu gibi, tüm Dünyanın kabul ettiği ve onlarca ülkede milyonlarca insana elektrik sağlayan sistemlerin ülkemizde kullanıldığı da görülmektedir.
Elektrik dağıtım şirketlerinin özelleştirilmesinde İşletme Hakkı Devrine dayalı satış modelini uygulanmıştır (TEDAŞ, 2009). Bu modele göre yatırımcı, özelleştirilen dağıtım şirketinin dağıtım lisansına sahip olduğu bölgedeki bu tesislerin işletilmesinin ve ticari faaliyetlerin sorumluluğunu üstlenmiştir. Ancak, dağıtım varlıklarının mülkiyeti TEDAŞ’a ait olarak kalmış ve Elektrik Piyasası Kanunu’nda belirlendiği gibi, dağıtım şirketleri, EPDK tarafından verilen dağıtım lisansı ile tekel olarak çalışmaktadır. Özelleşmelerin ardından dağıtım şirketlerinin dağıtım ve perakende alanları olmak üzere iki ayrı şirkete ayrılması ile de daha rekabetçi ve hizmet kalitesi artırılmış bir elektrik piyasası oluşması hedeflenmiştir. Bu ayrışma ardından bazı istisnalar dışında sorumluluk paylaşımı teknik kısım fiziki şebekenin işletilmesi olarak dağıtım şirketinde kalmış ve ticari faaliyetler perakende şirketleri tarafında kalmıştır.
6446 Sayılı Elektrik Piyasası Kanunu’nda belirtiği şekli ile;
Elektrik dağıtım ve perakende şirketlerinin görev ve sorumlulukların ayrışmasına bakıldığında dağıtım şirketi, lisans verilen bölgesinde sayaç okuma, bakım ve işletmesi hizmetlerinin yerine getirir, dağıtım sisteminin elektrik enerjisi üretim ve satışta rekabet ortamına uygun olacak şekilde işletir, bu tesislerin yeniler, yatırımları yapar, dağıtım sistemine halihazırda bağlı veya bağlanabilecek durumda olan tüm dağıtım sistemi kullanıcılara eşit taraflar arasında ayrım gözetmeksizin hizmet sunar. Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu tarafından onaylanan talep tahminlerine uygun olarak yatırım planlarını hazırlar ve Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu onayına sunar, onaylanan yatırım planına uygun olarak yatırım programına dahil edilen dağıtım şebekesi tesislerine ait projelerin hazırlanması ile iyileştirme ve kapasite artırımı yatırımlarını yapar ve yeni dağıtım tesislerinin inşa edilmesini sağlar. Özelleştirme Uygulamaları Hakkında Kanun kapsamında yapılan özelleştirme ardından elektrik dağıtım şebekesi tesislerini iyileştirmek, güçlendirmek ve genişletmek için yapılan yatırımların mülkiyeti Türkiye Elektrik Dağıtım Anonim Şirketine aittir. Özelleştirilmiş elektrik dağıtım şebekelerinin tesisleri ve varlıklarının her türlü işletme ile yatırım planlaması ve uygulamasında onay ve değişiklik yetkisi Enerji Piyasası Kuruluna aittir.
Ayrışma öncesi dağıtım şirketi tarafından yürütülmekte olan perakende satış faaliyetleri, ayrışmanın ardından görevli tedarik şirketi ve farklı tedarik şirketleri tarafından yerine getirilmektedir. Görevli tedarik şirketi, ilgili dağıtım bölgesinde bulunan tüketicilere Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu tarafından onaylanan perakende satış tarifeleri doğrultusunda elektrik enerjisi satışı yapmaktadır. Görevli tedarik şirketinin bu sıfatını da almasını sağlayan en kritik görevlerinden biri de serbest tüketici niteliğine sahip olmasına rağmen, herhangi bir tedarikçiden elektrik enerjisi temin etmesi mümkün olmayan tüketicilere, son kaynak tedariki olarak belirlenmiş olan elektrik enerjisi teminini sağlamaktadır.
Şekillerde 2019 yılı sonuçlarına göre perakende şirketlerinde serbest faaliyetlerin yapıldığı şirketler ile dağıtım şirketlerinden koparak oluna görevli tedarik şirketlerinde müşteri bulundurma durumunun nasıl oluştuğu görülmektedir.
Günümüzde teknolojiyi en fazla üreten ülkelerde bile günler seviyesinde enerjiye ulaşamama yaşanabilmekle beraber bunun hem finansal hem de sosyal büyük etkileri olmaktadır. Olumsuz etki oluşmaması için dünya genelinde hızla daha çok otomasyon ile yönetilen sistemler eklenmeye devam etmektedir. Bu çalışmanın kapsamında, elektrik enerjisine erişimin hizmet kalitesi yüksek bir biçimde yapılabilmesi için günümüz teknolojilerinden faydalanan sistemlerin elektrik dağıtım ve perakende şirketlerine nasıl eklendiği, bu sistemlerin kullanılmasındaki amaçların neler olduğu, faydalarını da çok yönlü bakarak ülkeye, şirketlere ve son kullanıcıya nasıl yansıdığını açıklanmaya çalışılacaktır.
Dağıtım şirketleri özelleştirmeleri 21 bölgede ayrı ayrı yapıldığı için bazı bölgelerin sahipleri aynı olup beraber işletilmesi ile birlikte genel yayılıma bakıldığında birçok grup tarafından yapılabilmektedir. Kullanılan teknolojilerin standartları aynı olsa da ürün seçiminde grubun kendisinin belirleyici olduğu görülmektedir.
Elektrik Enerjisi Sektörü Reformu ve Strateji Belgesi amaçları incelediğimizde; Elektrik üretim ve dağıtım varlıklarının etkin ve verimli bir şekilde işletilmesi suretiyle maliyetlerin düşürülmesi, elektrik enerjisi arz güvenliğinin sağlanması ve arz kalitesinin artırılması, dağıtım sektöründeki teknik kayıpların OECD ülkeleri ortalamalarına indirilmesi ve kaçakların önlenmesi, gerekli yenileme ve genişleme yatırımlarının kamu tüzel kişilerine herhangi bir yükümlülük getirilmeden özel sektörce yapılabilmesinin sağlanması, elektrik enerjisi üretimi ve ticareti faaliyetlerinde oluşacak rekabet yoluyla ve hizmet kalitesinin düzenlenmesiyle sağlanan faydanın tüketicilere yansıtılmasıdır (YPK, 2004).
Özelleşmenin kaynak yaratma dışındaki en büyük katkısının özel sektörde işletilen şirketlere rekabet ortamı yaratması olacaktır. Rekabet perakende tarafında ve işin ticari kısmında direk yansıyarak, yapılan teknoloji yatırımlarının sektördeki karlılık, sürdürülebilirlik ve liderlik durumlarını etkilemektedir. Liderlik şirketlerin piyasadaki müşteri portföylerinin büyüklüğü, kamuoyu önündeki imajları ve güçlü yapıları ile sağlanabilecektir. Bu uzun bir süreç olup teknoloji, altyapı gibi fiziksel yatırımların yanında kurumsal kültürün oluşturulması, kurum içi eğitimler ve sosyal projeler gibi yatırımlar ile mümkün olabilecektir. Her ne kadar dağıtım şirketleri bölgesinde tekel bile olsa, mevzuattaki kalite parametreleri ile iyileşme yönünde ilerlemeleri olmazsa olmaz hale gelmiştir.
Elektrik sektöründe yapılan teknoloji yatırımlarını ürünlerin özellikleri, şirketlerdeki kullanım şekilleri, iş süreçlerine etkileri ve piyasadaki dağılımları ile inceledikten sonra oluşan yeni altyapı ile özelleşme aşamasında koyulan hedefler değerlendirilecektir. Teknolojinin artışı ile yapılan yatırımlardaki genel amaçlarda operasyonel verimlik sağlanması, hizmet kalitesinin artırılması, müşteri memnuniyetinin artırılması ve tüm taraflara fayda sağlayacak karlılığın artırılması bulunmaktadır.
Elektrik Enerjisi Sektörü Reformu ve Strateji Belgesinde belirtilen elektrik dağıtım şirketlerinin özelleştirme amaçlarına teknoloji yatırımlarının sonucunda olan değişimleri aşağıdaki gibi özetleyebiliriz;
Elektrik üretim ve dağıtım varlıklarının etkin ve verimli bir şekilde işletilmesi suretiyle maliyetlerin düşürülmesi:
Bu madde ile dağıtım alanında yapılan yatırımların oluşturacağı operasyonel verimlilik öne çıkacaktır. Teknoloji yatırımlarının yapılmasında da verimliliğin etkisinin görülmesi hedeflenmektedir. Yeni uygulamaların veya sistemlerin özellikle ikame ettikleri yapılarda aksaklıkların oluşması veya günümüz sistemleri ile çalışılması konusunda geri kalmaları değişimi başlatan etkenlerden biridir. Özel sektörde çalışmaya başlayan bu şirketlerde dağıtım alanında karlılığı sağlayan faktör verimliliktir. Perakende şirketlerinde enerji bedelleri üzerinden de değişebilecek karlılık, dağıtım alanında ağırlıklı operasyonel alana kalmaktadır.
Her bir başlıkta kazanılan faydaların birleşmesi ile şirketlerde istenilen dönüşüm oluşabilmektedir. Müşteri bilgi sistemleri gelişirken, şebekede çalışan ekipmanların aynı kalması durumunda veya kesintilerin halen eskiden olduğu gibi sistemsiz takip edildiği zamanlarda kalması durumunda müşteri memnuniyeti konusunda gelişme de sınırlı kalacaktır.
Sistemlerin beraber çalışmasının etkisinin yanında her bir sistem veya uygulanın da olgunluk seviyeleri başka bir etken olarak önümüze çıkacaktır. Uygulamada bazen kullanıcıların yetkinlikleri kaynaklı bazen de yatırımların uzun sürmesi nedeniyle alınabilecek verim en üst seviyeye çıkamadan kalmaktadır. Bu konuda kurum içi eğitimlerin ve güncel gelişmeleri takip etmenin ne kadar önemli olduğu ortaya çıkmaktadır.
Elektrik dağıtım ve perakende şirketlerinin dünya genelinde hizmet vermekte olan muadillerine bakıldığında detaylarda farklılıklar olmasına rağmen genelde benzer yapıların kullanıldığı anlaşılmaktadır. Uygulama örnekleri incelendiğinde, en genel ifade ile, tasarımlar veya yazılımlarda ülkelere göre farklılıklar olabilmesine rağmen, ekipman kullanımı söz konusu olduğunda uluslararası teknik standartların tercih edildiği görülmektedir. Özellikle haberleşme ekipmanları birçok teknolojik sistemin en temel özelliklerinden biri olunca dünya genelinde benzer uygulamaların kullanılması neredeyse kaçınılmaz hale gelmektedir.
Elektrik enerjisi arz güvenliğinin sağlanması ve arz kalitesinin artırılması:
Elektrik arz güvenliğinin sağlanmasında üretim tarafı ağırlıklı rol oynamasına rağmen enerjinin tüketicilere ulaştırılmasında elektrik dağıtım şirketlerinin de şebeke sürdürülebilirliği yönünde görevi bulunmaktadır. Arz güvenliği konusunda dağıtım şirketlerinde en çok etki yaratan kısım kayıp kaçak oranları kısmındadır. Kaçak oranlarını azaltmak ülkemizin arz güvenliğine de önemli bir katkı sağlamaktadır, ne kadar verimli kullanılan bir enerji tüketimine sahip olursak o kadar az kaynak tüketiriz. Elektrik şebekesinin üretimden dağıtıma dengelemesi tüm paydaşlarda bir sorumluluk yaratmaktadır.
Elektik dağıtım alanında sürdürülebilirlik ve kalitenin artırılması için fiziki iyileştirmeler önemli adımlardan biri olmaktadır. Altyapı da aksayan parçaların düzelmesinin ardından ise işletmedeki verimlilik ve iyi bir teknik yönetim ile kalitenin artması mümkün olacaktır. Bu noktada yapılan teknoloji yatırımlarını hedefin değerlendirilmesi amacı ile yorumlayabiliriz. SCADA, akıllı sayaçlar, müşteri bilgi sistemleri gibi uygulamaların desteği ile OMS kesinti yönetimi sistemleri ve iş gücü yönetimi uygulamaları arz sürekliliği ve kalitesinde merkezde bulunmaktadır.
Kesintilerin planlı olması halinde etkilenecek müşterilere bildirilmesi günümüzde hayatımıza giren birçok iletişim kanalı ile yapılabilmektedir. Böylece tüketiciler kesintileri önceden bildikleri için önlemlerini alarak etkilenmelerini en aza indirmektedir. Arıza gibi nedenlerle oluşan plansız kesintilerde ise, kesintinin oluştuğunu birçok uygulama ile anlık olarak algılayan sistemler buralarda onarım faaliyetlerinin başlaması için adımlar atmaktadır. Bu şekilde otomatik aksiyon alınması ile doğal olarak kesinti sürelerinde de iyileşmeler görülmektedir. Aşağıdaki tablolarda 2015 ve 2019 yıllarındaki kesinti süreleri bulunmaktadır. Halen sistem kurulumları devam eden veya raporlamalarını stabil hale getirmeye çalışan yerler olmakla birlikte sektörde bu alanda genel anlamda iyileşme olduğu söylenebilecektir.
Şekillerdeki tabloda bildirimli, bildirimsiz ve toplam ortalama kesinti süreleri gösterilmektedir. Toroslar, Trakya ve Meram elektrik dağıtım bölgeleri 2019 yılında bildirimli kesintilerde ilk üç sırayı almış, Toroslar, Van Gölü ve Aras elektrik dağıtım bölgeleri de bildirimsiz kesintilerde ilk üç sırayı almıştır. Toplam ortalama kesinti süresi en yüksek bölge 3.733,2 dakika ile Toroslar olmuştur, ikinci sırada ise 2.920,9 dakika ile Van Gölü dağıtım bölgesi yer almıştır.
Dağıtım sektöründeki teknik kayıpların OECD ülkeleri ortalamalarına indirilmesi ve kaçakların önlenmesi:
Elektrik dağıtım şirketlerinde kayıp kaçak hedefleri önemli bir gelir kalemidir. Bu düzenleme de amaç; dağıtım şirketlerinin kayıplarına ilişkin maliyetlerin tarifelere yansıtılmasının formüle edilmesi için esas alınacak hedef kayıp oranlarının belirlenmesidir. Bu oranların belirlenmesi için öncelikle elektrik dağıtım şirketleri kayıp gerçekleşme oranlarının belirlenmesi amacıyla verileri EPDK’ya sunar. Elektrik Dağıtım Şirketlerinin Hedef Kayıp Oranlarının Belirlenmesine İlişkin Usul ve Esaslar kapsamında EPDK tarafından onaylanan karşılaştırma amaçlı farklı yıllara ait Hedef Kayıp Oranları (HKO) şekildeki gibidir (EPDK, 2011) (EPDK, 2019).
Özelleşmenin kayıp kaçaklar en büyük etkisi yukarıda bahsedilen şekilde bir mekanizma oluşturulmasıdır. Kayıp kaçak oranlarındaki hedefleri tutturmanın ve mümkünse daha da iyileştirmenin işletme yapan şirketlere ek gelir getirmesi iyileştirmeler için motivasyon yaratmaktadır. Dicle elektrik dağıtım ve Van gölü elektrik dağıtım bölgelerinde kaçak kullanımın fazla olması nedeniyle iyileşme yapmak için daha fazla imkân bulunmaktadır. Sektör dışından bakıldığında, bu bölgeleri işleten şirketlerin neden bu işe kalkıştığını anlamak zor olabilir, çoğunluğu ödeme alınmayan bir faturalama sistemini neden işletilir şeklinde bir soru oluşabilir. Buradaki cazip konulardan ilki, geçiş garantili köprülerde olduğu gibi hedef kayıp kaçak oranına kadar olan kısmın ulusal tarifler yoluyla bu şirketlere aktarılmasıdır. Yani çok basit bir anlam ile o yılki hedef %60 ise, bu kadar bedel şirkete tüm bölgelerin bütçesinden gelen kaynak ile ödenmesidir. İkinci cazip konu ise hedef verilen miktarın üzerinde gerçekleşme yakaladıkça bu kısmında ek gelir yaratmasıdır. Kayıp kaçak oranları düşük olan bölgelerde bu kısımda iyileşme imkânı zaten sınırlı iken, bahsi geçen yüksek oranlı bölgelerde daha yapılacak çok iş bulunmaktadır.
Kayıp kaçak oranları yüksek olan bölgelerde yapılan yatırımlara bakıldığında özellikle teknolojik yatırımlarda ciddi artış yaşandığı görülmektedir. Örnek olarak Dicle elektrik dağıtım bölgesinde, toplam 800.000 civarı uzaktan okumalı sayaç bulunmaktadır. Bu rakam Dicle bölgesi dışında kalan 20 bölgenin toplam sayısına yakındır. Bu gelişimi yaratan en önemli etken de kaçak oranları olmaktadır. Benzer durum Avrupa ülkelerinde bile aynı yolu izleyerek gelişmiştir, birçok Avrupa ülkesinde uzaktan okumalı sayaçlara geçiş günümüze yakın yapılırken İtalya’da bu geçiş 30 milyondan fazla sayaçta 90’lı yıllarda yapılmıştır. İtalya’daki geçişte de kaçak oranlarının yüksek olması sonucu bu yönde gelişme yaşanmıştır. Dicle elektrik şirketindeki kaçak oranlarındaki iyileşmeleri gördüğümüzde de yatırımların yapılmasının direk etkisini görmekteyiz. Kayıp kaçak oranları en yüksek ikinci bölge olan Van Gölü elektrik dağıtımda da 300.000 adet sayaç uzaktan erişebilen hale gelmiştir. Bu sayaçların teknolojisi de diğer bölgelerden farklı olarak PLC enerji hattından haberleşmeli sayaçlar seçilmiştir. Bu tür teknolojinin kayıp ve kaçakları takip etmede ek faydalar yaratması nedeniyle seçilmesi ve yüksek adetlerde uygulanması sektörü için bir fırsat olup tüm sektöre bir öğrenilmiş ders yaratacaktır.
Hedefin içeriğinde geçen teknik kayıp yönetimi için, SCADA ve OSOS gibi sistemlerin yardımı ile şebeke verilerinin toplanması ve bu verilerin yıl içerisinde ölçülmesi ve analiz edilmesi; şebekedeki enerji kaybını tespit etmeye yönelik faaliyetleri gerçekleştirilmektedir. Analiz sonucunda, süreç kapsamında gerçekleştirilen faaliyetler; elektrik şebekesinin güncellenmesi, gerekirse yatırım planlarının yapılması ve analiz sonuçlarının raporlanması sağlanır.
Gerekli yenileme ve genişleme yatırımlarının kamu tüzel kişilerine herhangi bir yükümlülük getirilmeden özel sektörce yapılabilmesinin sağlanması: Dağıtım hizmetinin Elektrik Piyasası Kanunu’nda belirtilen şekilde verilmesini sağlayan yatırımların yapılması lisans sahibi dağıtım şirketinin yükümlülüğündedir. Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu dağıtım ve perakende faaliyetlerini yönlendirerek, izleyip ve denetlemektedir. Enerji Piyasası Kurulu tarafından onaylanarak gerçekleşmesi beklenen yatırımların, belirlenen süre ve nitelikte gerçekleştirilmemesi halinde dağıtım lisansı sahibi şirketlere yaptırımları bulunmaktadır.
Elektrik dağıtım şirketlerinin özelleştirme aşamasında belirlenen amaçlara ulaşılabilmesi için birçok alanda yatırım yapılması gerektiği anlaşılmaktadır. Elektrik dağıtım özelleştirmelerinin yapıldığı dönemde teknik ekipmanların ve teknolojik altyapının artması teknoloji yatırımlarının hız kazanmasındaki etkiyi göstermektedir. Hali hazırda özel sektörde işletilen şirketlerin geçen zamanında ise, teknoloji gelişimi daha fazla artarak bu gelişmeye ivme kazandırmıştır. Bu yönüyle bakıldığında teknoloji yatırımlarının yapılmasında öncelikli faktör özelleşme olmamasına rağmen, yatırım yapılması için gerekli finansal ve tüm diğer kaynakların sağlanması için bir altyapı oluşturmuştur.
Yatırım işlemleri için dağıtım şirketleri öncelikle, sonraki uygulama dönemine ilişkin yatırım planları gelir düzenlemesini Enerji Piyasası Düzenleme Kurumuna sunarlar. Bu kapsamda her uygulama dönemi için talep edilen yatırım tutarlarını içeren yatırım planı Enerji Piyasası Düzenleme Kurumuna bildirilmektedir. Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu tarafından can ve mal güvenliğine, tedarik sürekliliği ve teknik kaliteye, elektrik dağıtım sistemine bağlantı taleplerine, ilişkin yatırımlara öncelik verilmektedir (EPDK, 2015).
Elektrik dağıtım şirketlerinin yatırımları yaparken harcamaları yapsalar bile edinilen varlıkların sahibi halen kamu olduğu için bu harcamalar Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu tarafından belirlenen süre içerisinde geri dönüşünün sağlanması amacıyla eşit taksitler halinde gelir gereksinimine yansıtılır. (EPDK, 2016) aslında özet olarak burada dağıtım şirketleri harcamaları yaparak bunu sonrasında devletten tahsil etmektedir. Böylece aşağıdaki tablolarda gösterilen miktarlarda harcamalar yapılmaktadır. Hedefin özünde bulunan kamuya yükümlülük getirmeme ilk yatırım aşamasında sağlanmış olmaktadır.
Elektrik enerjisi üretimi ve ticareti faaliyetlerinde oluşacak rekabet yoluyla ve hizmet kalitesinin düzenlenmesiyle sağlanan faydanın tüketicilere yansıtılması:
Elektrik sektöründe özelleştirme faaliyetleri, piyasayı temsil eden şirketlerde yapısal değişimler, dağıtım ve perakende şirketlerinin görevlerinin ayrışması ile rekabetçi ortamın oluşması sağlamıştır. Bu rekabet ile birlikte hem hizmet kalitesi hem müşteri memnuniyeti hem de enerjinin sürekliliği anlamında iyileşmeler sağlanması için çalışmalar yapılmaktadır.
Elektrik sektöründe rekabetçi altyapıyı sağlayan ana öğeler özelleştirmelerin yapılması, dağıtım perakende ayrışması ile perakende satış faaliyetlerinin çok sayıda şirket tarafından yapılabilmesi ve piyasanın açılmasını sağlayan serbest tüketici limitlerinin azalması ile olmuştur. Rekabet ortamının oluşması ile hem müşteri memnuniyeti hem de hizmet kalitesi ve enerjinin sürekliliği anlamında iyileşmeler sağlanmıştır. Serbest tüketici mevzuatlarda tanımlandığında tüketim noktaları için yıllık 9 milyon kWh olan limit, 2021 yılında 1.200 kWh'e düşerek yaygınlığı artırmıştır. Bu tüketim aşağı yukarı tüm müşterilerin, serbest tüketici olabileceği seviyelere ulaşmıştır. Yıllık 1200 kWh’de aya düşen 100 kWh elektrik tüketiminin çok daha fazlası en düşük tüketimi olan yerlerde bile yapılmaktadır.
Elektrik piyasasının ticari yapısına bakıldığında ise, arz tarafında ağırlıklı özel sektörün sahip olduğu çok çeşitli bir yapı önümüze çıkarken, talep tarafında ise piyasada mevzuat olarak açıklık şartları sağlansa da rekabetçi yapı çok kısıtlı kalmıştır. Dağıtım ve perakende şirketlerinin ayrışması ile oluşan rekabetçi yapıda dönemin koşulları ile birbirinden müşteri almak için kullanıcı lehine yaratılan faydalar ile yarışırken, enerji fiyatlarının hızlı yükselmesi ile serbest piyasadan büyük kitleler halinde çıkışlar yaşanmıştır. Piyasa açıklığının ev kullanıcılarına ulaşamadığı dönemlerde daha rekabetçi hale ulaşmış olan Elektrik Perakende Satış piyasası, serbest tüketici yaygınlığının en yüksek seviyelere ulaştığı günümüzde yoğun faaliyetlerin ve rekabetin olduğu dönemi aratmaktadır. Bu durumu en özet şekliyle ifade edersek enerji maliyetlerinin serbest piyasada sübvanse edilen tarifeler ile rekabet edememesi öne çıkan neden olacaktır.
Enerji ticareti hem dağıtım hem de perakende şirketinin müşteri kapsamları ile orantılı olarak faaliyet gösterdiği bölgede elektriğin kaliteli ve sürdürülebilir bir şekilde sağlanması için tedarik edilmesi amaçlı yapılır. Elektrik dağıtım faaliyetleri kapsamında kayıpları, kaçakları ve aydınlatmayı dengelemek için enerji sağlanması gerekmektedir. Firmanın enerji ticareti yapılırken; bu süreç kapsamında en uygun fiyata tedarik sağlamak için tedarikçi araştırması ve anlaşması yapılmaktadır. Kısa vadeli enerji talebini tahmin etmek için analizler sistemden yapılmaktadır. Sistemde tüketim veri analizi tamamlanmaktadır. Yapılan analizi değerlendirerek günlük enerji talebini belirlenmekte ve alternatif talep arz yöntemlerini inceleyerek sistemde arz planı oluşturmak gerekmektedir.
Elektrik piyasasının kapsamında yapılan faaliyetlerin bazıları şu anda işletmeyi yapan EPİAŞ’tan çok daha öncesinde TEİAŞ gibi farklı kurumlar altında yapılması ile süreçler başlamıştır. Gün geçtikçe daha olgunlaşan piyasaların yapıları da yeni tür piyasaların eklenmesi ile değişmiştir. En başta sadece dengeleme yapılan piyasa, sonrasında enerjinin eş zamanlı üretilip tüketildiği işlem anından önce piyasadaki katılımcıları üretim ve/veya tüketim ihtiyaçlarını planlamasını sağlayan Gün Öncesi Piyasasının oluşması ile devam etmiştir. Gün Öncesi Piyasasında öngörülemeyen nedenlerle oluşan dengesizliği gerçek zamana daha yakın giderme nedeniyle ihtiyaç duyulması nedeniyle oluşan Gün İçi Piyasası ile de işlem anından 90 dakika öncesine kadar sürekli ticaret yapılmaktadır. Bu gelişmeleri kapasite mekanizması, vadeli elektrik piyasası gibi yeni piyasaların oluşması ile olgun piyasa yapısı oluşturan faaliyetler izlemiştir. Bir yandan da EPİAŞ rekabetçi piyasada üretici, tüketici ve arada bulunan birçok basamağın iletişim kurması, işlemlerini yapması ve uzlaşması için de altyapı sağlayarak destek sağlamaktadır.
Piyasa Açıklığı açısından gelinen noktaya bakıldığında; 2019 yılı için belirlenen serbest tüketici limiti 1.600 kWh değerine karşılık gelen talep tarafında teorik piyasa açıklık oranı %95,4 olmuştur. 2019 yılı boyunca serbest tüketicilerin tüketimi 93,9 TWh olarak gerçekleşmiştir. Piyasa açıklığı 2018 yılında %29,6 olarak gerçekleşmiş iken 2019 yılında bu oran %40,9’a yükselmiştir. Serbest tüketici sayısı 2019 yılı sonunda 1 yıl öncesine göre %132 artarak 339 bine yükselmiştir. 2019 yılında oluşan serbest tüketici sayısı top-lam tüketici sayısının %0,76’sına karşılık gelmektedir.
2019 yılında ağırlıklı ortalama Piyasa Takas Fiyatı (PTF) 2018 yılına kıyasla %15,18 artarak 268,48 TL/MWh, en yüksek PTF değeri 500,00 TL/MWh ile gerçekleşmiştir. 2019 yılında toplam 52 saat için PTF 0 TL/MWh olarak gerçekleşmiştir. 2019 yılında ortalama Sistem Marjinal Fiyatı (SMF) 2018 yılına göre %7,28 artarak 250,25 TL/MWh olmuştur. En yüksek SMF değeri 487,15 TL/MWh olarak, en düşük SMF değeri ise top-lam 365 saat için 0 TL/MWh olarak gerçekleşmiştir. 2019 yılında DGP’de verilen tali-matlar nedeniyle oluşan ek maliyet 2018 yılına göre %423 artarak 625.8 milyon TL ola-rak gerçekleşmiştir (EPDK, 2020).
Aşağıdaki şekilde tarife gruplarına göre perakende enerji tarifelerinin (sistem bedelleri, vergi ve fon hariç, PSH dahil) yıllar itibariyle değişimi yer almaktadır:
Dağıtım, iletim bedelleri ile teknik ve teknik olmayan kayıp bedelleri dahil edilen Dağıtım bedelinin yıllar itibariyle değişimi şekillerde yer almaktadır. Tarifelerin yıllara göre değişimi ise tarife türleri ile beraber şekillerde görülmektedir:
Elektri̇k Pi̇yasası Kanunu, (2013).
EPDK. (2011). Elektri̇k Pi̇yasasi Yıllık Sektör Raporu (2010).
EPDK. (2015). Elektrik Piyasası Dağıtım Sistemi Yatırımlarına İlişkin Usul ve Esaslar.
EPDK. (2016). Dağıtım Sistemi Gelirinin Düzenlenmesi Hakkında Tebliğ.
EPDK. (2019). Elektrik Dağıtım Şirketlerinin Hedef Kayıp Oranlarının Belirlenmesine İlişkin Usul ve Esaslar kapsamında onaylanan 2020 yılı Hedef Kayıp Oranları (HKO). https://www.epdk.gov.tr/Detay/DownloadDocument?id=3i+quUk2Ttg=
EPDK. (2020). Elektri̇k Pi̇yasası Yıllık Sektör Raporu (2019).
Özdemir, Y. (2020). Türkiye’nin Enerji Stratejisi.
TEDAŞ. (2009). Türkiye Elektrik Dağıtım Sektörü Özelleştirmesi.
YPK. (2004). Elektrik Enerjisi Sektörü Reformu ve Özelleştirme Strateji Belgesi.
Elektrik enerjisi, günlük hayatta ister evlerde olsun ister iş amaçlı tesislerde olsun vazgeçilmez kaynağımızdır. Elektrik enerjisine erişimin günümüzde birkaç saat boyunca yapılamaması bile önemli aksaklıklar oluşturabilmektedir. Enerjiye sürekli erişim ise elektrik dağıtım ve perakende şirketlerinde gerçekleştirilen tüm faaliyetlerin bütünü ile mümkün olup, bazı uygulamalar, sistemler ve cihazlar olmadan süreklilik yakalanamamaktadır. Elektrik enerjisi doğası gereği eş zamanlı üretilip tüketilmesi gerektiği için sürekli çalışır halde tutulması için izlenmesi ve gerektiğinde müdahale edilmesi gerekmektedir. Elektrik piyasası enerji üretiminden iletime, iletimden de dağıtıma şeklinde gelmekle birlikte günümüzün popüler konularından biri olan dağıtık üretim ile dağıtım seviyesinden daha küçük güçler ile bağlanabilmektedir. Dağıtık üretimin bağlantısı da başlı başına bir ayrı teknoloji yatırımı gerektirmekle birlikte sayısı arttıkça sistemde oluşan dengesizlikler artmakta ve daha fazla yatırım gerektirmektedir. Elektrik sektöründeki üretimden iletime iletimden dağıtıma ve bu noktadan da müşteriye olan akışta her bir alan değişiminde çok sayıda cihaz ve sistem kullanılmaktadır. Elektrik enerjisinin geçmişine bakarsak; ülkemiz sınırları içinde ilk elektrik üretimi 1902’de Mersin Tarsus ilçesinde 2 kW gücünde bir dinamo kullanılarak olmuştur (Özdemir, 2020). Bu gelişmeyi ülkemizin çok yerinde kurulan santral ve elektrik enerjisini kullanıcılara taşıyan tesislerin kurumları izlemiştir. 1926’da sektörün ilk özel şirketi Kayseri ve Çevresi Elektrik Ticareti Anonim Şirketi (KÇETAŞ) faaliyete başlamıştır. Bunu, 1970 yılında elektrik üretim, iletim ve dağıtım faaliyetlerini tek çatı altında toplayan Türkiye Elektrik Kurumu (TEK) kurulması izlemiştir. 1993 yılında Türkiye Elektrik Kurumu (TEK), TEAŞ üretim iletim ve TEDAŞ dağıtım olarak ikiye ayrılmıştır. Türkiye elektrik piyasasının esaslarını 2001 yılında yürürlüğe giren 4628 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu belirlemiştir. Aynı yılda Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu oluşturulmuş ve TEAŞ kurumu; Üretim, İletim ve Ticaret olarak 3’e ayrılmıştır. Elektrik dağıtım şirketlerinin Türkiye Elektrik Dağıtım Anonim Şirketi’nden 21 farklı elektrik dağıtım bölgesine ayrılması da 2004 yılında gerçekleşmiştir. Sektörde oluşan gereksinimler ile 30.03.2013 tarihinde 6446 sayılı yeni Elektrik Piyasası Kanunu yürürlüğe girmiştir.
United
Kavacık Mah. Öge Sk. No: 20/17 Beykoz / İstanbul
Ulutek Teknopark Üniversite 1. Cad. No: 933 Görükle Nilüfer / Bursa
+90 850 307 92 77
© 2023 United Yazılım Teknolojileri A.Ş. Tüm Hakları Saklıdır.