YENİLENEBİLİR ENERJİ TEKNOLOJİLERİNİN YAYGINLAŞMASINDA VE FOSİL YAKITLARI İKAMESİNDE KARŞILAŞILAN ZORLUKLAR

ENERJİ TEKNOLOJİLERİ & AR-GE

1973 petrol krizi ile enerji tedarikinde dışa bağımlılık büyük bir sorun haline gelmiş ve enerji fiyatlarındaki dalgalanmalar hayatın her alanını etkilemiştir. Ülkelerin teknoloji yatırımlarına yol gösterecek olan ARGE faaliyetlerinin kaynak kullandırma rakamlarında da desteği bu konuda etkileşimin olmasını ortaya koymuş ve bu teknolojiler sonrasında aşağı yukarı tüm hayatımızın değişmez parçası hale gelmiştir. Bilgisayar ve haberleşme teknolojileri sayesinde enerjinin arzı alanında otomasyonların artması hem iş gücüne hem de işin ekonomik boyutuna etki etti. Örnek olarak enerji veya hammadde üretim tesislerinde kullanılan ekipmanların uzaktan da yönetilebilmesi bir noktadan çok sayıda tesisin yönetilmesine imkân sağladı. Bunun yanında anlık yaşanan acil durumların tespit edilmesi ve müdahalesi de başka faydaları oldu. Enerjinin talep tarafında da teknolojinin en büyük etkisi olduğu konu kullanılan cihazların enerji taleplerinin artışı ve çeşitliliğinin artması olmuştur. Örneğin evlerde sadece yakarak ısıtmadan faydalanarak su ısıtırken, artık birçok yerde kullanılan elektrikli ısıtıcılar bile tek başına evlerin anlık güç kullanımının neredeyse üçte birini hatta bazen yarısını kaplayabilmektedir. Bu nedenle teknolojinin gelişmesinin sadece enerji teknolojileri ARGE politikalarına etkisi değil de enerji politikalarına ve enerji teknolojilerinin ne olması gerektiğine doğrudan büyük etkisi olduğu dikkate alınmalıdır.

Birçok çalışmada kullanılan çevresel duyarlılık ve iklim değişikliği hassasiyetinin değişimlere bir sebep olarak sunulmaktadır. İnsanoğlu çevresel duyarlılığı konusunu zaten çevreyi olumsuz etkileyen enerji kaynaklarına erişimi bir nedenle engellendiğinde daha çok dile getirmeye başlaması bu konudaki samimiyeti sorgulamama neden olmaktadır. Çalışmada çevresel kirlilik ile sonucu olan iklim değişikliği ve küresel ısınma açısından ülkelerin bilinçlenmesi enerji teknoloji konusundaki gelişmelerin önceliğini attırdığı aktarılmaktadır. Daha açık ifade ile çevreyi kirleten fosil kaynaklar yerine alternatif olan temiz kaynaklara geçişte ana kaygının çevreyi kirletmeme gibi algılanması işin politik ve reklam odaklı yanı olarak dikkatimi çekmektedir. Neden bolca kirleten kaynak kullanırken ve hiç tasarrufu düşünmezken çevreye olan duyarlılığımız yoktu da birden kirleten kaynaklara erişim azalında kirletmemeye karar verildi.

Literatürde öne çıkan konulardan biri de enerji teknolojileri ARGE bütçelerinin enerji krizi ardından artış sağlaması fakat bir süre geçtikten sonra düşmesidir. Bu konuyu kamu ve özel sektörde yapılan yatırımların dağılımı ile ilişkilendirilmiş ve çok vurgulanan bir sonuç ile enerji yatırımlarının çok yüksek bütçeli ve uzun süreli olması nedeniyle, devletin etkin bir rol oynaması ve çok sayıda kurumun iş birliğinin olduğu ARGE politikası gerektiği aktarılmaktadır. Bu konuda kurumlar arası iş birliği çalışmanın içinde bulunan en olumlu görüşlerden biri olduğunu düşünmekteyim. İş birliği ile sadece bütçe ve maliyetler konusunda fayda edinilmeyeceği bunun yanında belki de daha değerli olan yetişmiş insan artışı ve faydalanan kitlelerin artışı enerji alanının da ötesinde faydalar sağlamaktadır. Devletin etkin rolü konusunda ise aslında bu çalışmada bahsi geçen kısımlar devletlerin rolünün büyük olduğu kaynak sahipliğinin devlet ya da yönetimlerde olduğu fosil kaynaklarda daha fazla olması doğaldır. Zaten bu alanda çalışan şirketlerin birçoğunun sahiplikleri de aynı şekilde devlet ya da yönetimlerdedir. Özel sektör ise yenilenebilir enerji kaynaklarında ağırlıklı olarak şirketlere sahip olmaktadır. Bu çalışma da zaten özel sektörde olan yenilenebilir enerji yatırımları için devlet rolünün olmasının nedenine detaylı girilmemiştir. Bu konuda asıl sebep bu tür kaynaklardaki teknolojilerin pahalı olması nedeniyle ilk yatırımlar sırasında desteğe ihtiyacı olmasıdır. Bu da çalışmanın özünde olan ARGE yatırımlarının bu maliyetlerin düşmesinde büyük etkisi olacaktır. Çevresel etkilerin azaltılması ve arz güvenliği gibi konular özel şirketlerin odağında devlet kadar olmaması sonucunda devletin bu konularda sübvansiyonları oluşturması gerekmektedir. Devletin sunduğu sübvansiyonların artıp azalması ile ARGE bütçelerinin artıp azalması arasında kurulan ilişki konunun çıkış noktası olan fosil yakıtlara olan kısıt nedeniyle oluşan yeni kaynak arayışı çelişmektedir. Özellikle daha çok özel sektör elinde olan yenilenebilir enerji kaynaklarına ARGE bütçeleri gerekeceği söylenirken bir yandan da devletin bütçeleri ile birebir ilişkilendirmemek gerekir. Bu konunun gerçekten etkisinin olup olmadığı yenilenebilir enerji kaynaklarının günümüzde artık birçok kaynak ile maliyet yönünden yarışır hale gelmesi ile kolay anlaşılabilecektir. Yenilenebilir enerji türü kaynaklar maliyet dezavantajını geride bıraktığında bile devlet desteği ihtiyacı duyuyorsa bu çalışmada bahsedilen devlet desteği zorunluluğu anlaşılabilecektir.

İletişim

Kavacık Mah. Öge Sk. No: 20/17 Beykoz / İstanbul

Ulutek Teknopark Üniversite 1. Cad. No: 933 Görükle Nilüfer / Bursa

+90 850 307 92 77

© 2023 United Yazılım Teknolojileri A.Ş. Tüm Hakları Saklıdır.